Nilay Özdemir
VakıfBank'ın başarılı pasörü Nilay Özdemir ile yorucu bir sezon sonrası gerçekleştirdiğimiz söyleşi sizlerle;
-Çok klasik olacak ama belki de senin hakkında fazla bilgisi olmayan yeni
nesil voleybol takipçisi arkadaşlarımız için, sana voleybola nerede ve nasıl
başladığını sorarak başlasak nasıl olur? Ayrıca bizim için voleybolun
yaşamındaki yerini ve önemini de kısaca özetleyebilir misin? Yani neden
voleybol?
Merhabalar;
Voleybola 8 yaşında İzmir Karşıyaka spor kulübünde başladım. Çok küçük olduğum
için önce sadece hafta sonları olan spor okulu daha sonra performansıma bağlı
olarak minik yıldız ve genç takıma yükseldim.
Eğer bu seviyede bu kadar büyük bir takımda oynuyorsanız voleybol tabi ki
de hayatınızda 1. sırada yer alıyor. Okul hayati devam ederken bunu yürütmek çok
zor olsa da voleybol benim için her zaman hayatımdaki en büyük tutku olarak yer
aldı.
-Oynadığın takımlarda talihsizlik yakanı bırakmadı ve söz konusu kulüpler
bir şekilde kapanma noktasına geldi, bu durum seni nasıl etkiledi, neler
hissettin? O zamanlar sana en büyük desteği verenin ailen olduğuna dair
duyumlar aldık :) Bu duyumlar hakkında neler söyleyeceksin?
Tabi ki de zordu. Önce Emlak Toki ve arkasından Türk Telekom gibi büyük bütçeye
sahip olan takımların kapanması büyük bir hayal kırıklığıydı. Oynadığın her kulübü,
orda çalışan herkesi ailen gibi benimsiyorsun bir süre sonra. O yüzden tabi ki de
çok zorlandık, hayatlarımızı değiştirdik. Bu dönemde bende Ankara’dan İstanbul’a
taşınmak zorunda kaldım ve ailem bana bu konuda çok yardım etti. Kız kardeşim
uzun bir sure benimle burada yaşadı.
-Kenarda beklerken, şu an sahada ben olsaydım şöyle yapardım diye
düşündüğün şeyleri saha içinde oyuna kolaylıkla yansıtabiliyor musun?
Yansıtabildiğin zamanlar oldu mu, yansıtamadığın zamanlarda, bu iş hiç de
kenardan göründüğü gibi değilmiş diye içinden geçirdiğin anlar oldu mu?
Kenarda her an oyuna girecekmiş gibi bazen 1, bazen 1 buçuk saat beklemek
tabi ki de çok zor. Ama sanırım zaman geçtikçe bide öğreniyoruz. Dışarıda
bekleyip oyunun akışı izleyip kötü giderse değiştirmek için neler yapacağımı
planlamak ve içeri girince bunları uygulamak çok zor gelmiyor. Çoğu zaman güzel
bir katkı verdiğimizi düşünüyorum. Sahaya girince çok daha kolaylaşıyor çünkü
takım arkadaşlarım fazlasıyla yardım ediyor.
-Aklında iyi bir pasörün nasıl olması gerektiğine dair yerleşik bir tanım
ya da figür var mı? Kendi genel oyun stilini değerlendirirsen, kendini bu
tanıma göre nerede konumlandırırsın?
Pasör şeftir, herkesi yönlendirmek gerekir. Çevik olmak, doğru yerde
doğru kararı vermek. Bunlar zaman geçtikçe daha da oturan şeyler, her sene daha
iyiye gittiğimi düşünüyorum.
-Önümüzdeki sezonda ya da daha sonraki yıllarda yurtdışında oynama
düşüncen var mı? Her ne kadar ülkemiz şu anda voleybolda dünyanın en iyi
oyuncularını bir araya getiren bir lige sahip olsa da, yurtdışında oynamak hem
farklı bir kültürü tanıyıp orada yaşam deneyimi edinmek açısından hem de ülkeyi
temsil etmek açısından çok farklı olmalı…
Mutlaka farklıdır ama yurtdışına çıkmak şuan için çok gereksiz. Ligimiz
yerlisi ve yabancısı ile dünyanın en iyi oyuncularına sahip. İyi antrenörlerimiz
var. Farklı bir kültür değişik bir deneyim olsa da, kendi ülkemizde kendi kültürümüzde
voleybol oynamak çok büyük bir lüks bence.
-Vakıfbank iki sezondur çok iyi bir takım oyunu ve görenleri
kıskandıracak bir takım içi uyum yakaladı. 2011-2012 yılındaki Avrupa
Şampiyonlar Liginde, şampiyon adayı olarak favori gösterilmemenize rağmen bu
başarıyı yakalamanız takım olarak sizi nasıl etkiledi?
Favori olmak ya da olmamak çok önemli değil çünkü takim olarak gösterdiğiniz
performans tek gerçek. Biz birbirinin hatasını kapatabilen ve aynı zamanda çok
hırslı bir takımız. Bu kadar büyük başarının gelmesi bizleri çok onurlandırdı.
Birbirimize olan inancımız ve güvenimiz çok daha arttı ve tabi ki hedefler yükseldi.
-Federasyon zaman zaman yabancı sayısı konusunda hem milli takımlar hem
de kulüp takımları açısından oldukça kritik sonuçları olabilecek kararlar
alıyor. Yabancı sınırlamasının takımların aldığı başarıyı ne derece
etkilediğine dair fikirlerin nelerdir?
Yabancı sınırlamasının takımların başarısını etkilediğini hepimiz görüyoruz.
Şampiyonlar ligi ve Türkiye liginde farklı kadrolarla oynuyoruz, bu bizler için
gerçekten zor.
-Sana göre sahada örnek duruşu parmakla gösterilen bir sporcu, saha
dışında da örnek olmak için çaba sarf etmeli midir? Yoksa saha dışındaki yaşamı
ve tercihleri hiç kimseyi ilgilendirmez mi diyorsun?
Bu bence göreceli bir olay. Saha içinde ve dışında farklı hayatlarımız var.
Tabi ki sporcu tamamı ile örnek olmalı, sadece saha dışında çokta örnek bir
hayat sergilemezsen saha içinde de asla başarılı olamazsın. Birbiriyle bağlantılı
yasamak zorundasın. Sporcu gibi yaşamak seni gerçek bir sporcu yapıyor.
-Ülkemizde kadın takımlarının aldığı başarı (A takım ve genç yıldızlar
vs.) ile voleybol her geçen yıl üzerine biraz daha koyarak yükselmeye devam
ediyor. Bu başarıyı neye en çok hangi etkenlere bağlıyorsun?
Yapılan transferlerle beraber altyapıdan gelen oyuncular ve bence her
jenerasyonumuzdan çok yetenekli oyuncular geliyor, antrenörlerin doğru yönlendirmesi
başarı getiriyor.
-Biraz da saha dışına gelelim… Maçlardan ve antrenmanlardan kalan
zamanını nasıl değerlendiriyorsun? Dışarıda yolda yürürken gördüğümüz Nilay
Özdemir nasıl biridir, neler yapar, nerelere takılmayı sever, hobileri nelerdir
vs.?
Boş vakitlerimde kitap okumayı ve müzik dinlemeyi seviyorum. Yemek yapmak
ve köpeğimle ilgilenmek zaten bütün vaktimi alıyor. Genel olarak İstanbul’u
sevdiğim için, araştırmayı ve tarihi sevdiğim için bos günlerimde sanat
galerini gezmek yada tarihi mekanları ziyaret etmeyi tercih ediyorum.
-Türkiye’de yeni neslin hem voleybolcu olmaya heveslendirilmesi hem de
düzgün teknikleri kazanarak yetişmesi açısından voleybol altyapılarının
durumunu nasıl görüyorsun?
Altyapımız bence her gecen gün daha da gelişiyor ve ilerliyor. Yapılan yeni
ve modern tesislerde gelişim imkanları daha da arttırıyor.
-Aroma Bayanlar 1. Ligi’ndeki takımların ağırlıklı olarak İstanbul ve
Ankara menşeli olması voleybolun büyük şehirler ile sınırlı kalmasında sence ne
kadar etkili? Özellikle voleyboldaki deplasman trafiğinin ülkenin belli bir
bölümünde, söz gelimi Urfa-Antep-Mardin-Malatya-Iğdır ve çevresinde neredeyse
hiç olmadığı göz önüne alınırsa…
Söz ettiğiniz şehirlerde de voleybol oynayan bir sürü sporcu var, yalnızca
üst seviyede gereken imkanları Ankara ve İstanbul’da ki kulüpler karşılayabiliyor.
Yatırımlar daha fazla, sporcu sayısı daha fazla. Mesela en son Bitlis’te yapılan
bir kampanyayla kız çocuklarına bedava voleybol kursu verildiğini okumuştum. Belediyeler
bu tarz etkinlikleri arttırmalı çünkü her kız çocuğu voleybol oynamak ister
haksiz miyim?
-Son olarak voleyblok’un ilk röportaj konuğu olarak yeni,
dinamik ve voleybola sanal dünyada canlılık ve hareket getirmek isteyen bu blog
hakkındaki düşüncelerini almamız mümkün mü? :)
Öncelikle çok teşekkür ederim. Yeni yayın hayatınızda
sizlere başarılar diliyorum, birçok kişiye hitap eden renkli ve dinamik bir blog
olacağından eminim. Yolunuz açık olsun.
Blog için ilk röportaj konuğumuz olmayı kabul edip bizi kırmayan Nilay Özdemir'e bizde blog olarak çok teşekkür ediyoruz
Röportaj: Ayşegül KAYA
Ayşegül hanım ve Damla hanım çok güzel olmuş böyle bir blog açmanız gerçekten artık takip edeceğim voleybolla ilgili olan ilk site olacak burası:) Forumdan ayrılmanıza üzülmüştüm ama blog açmanız daha iyi oldu bence:) Forumda da sizin ayrılışınızdan itibaren çok büyük bir düşüş var bence.
YanıtlaSilAyşegül hanım ve Damla hanım çok teşekkürler böyle bir blog açtığınız için forum siz gittiğinizden beri çok tatsızdı artık buradan takip ederiz sizi:)
YanıtlaSilYorumlar için çok teşekkür ederim kendi adıma. Her şeyin hayırlısı, burada artık bir yere bağlı olmadan tamamen tarafsız olarak elimizden geldiğince bilgi paylaşımında bulunacağız. Düşüncenize saygı duyuyorum neticede orasıda ayrı bir platform... Yorum isimsiz olduğu için yinede teşekkür ederiz desteğiniz için.
YanıtlaSilSevgiler
Ayşegül KAYA