Ankara’da
maç izlemek;
Ligde olsun milli
takımda olsun maçlar oynandı, bitti. Maçların gerisinde kalan belki de
insanların artık dile getirmekten yorulduğu bazı şeyleri tekrarlamakta fayda olduğunu
düşünüyorum.
O
yüzden zamanı biraz geri sarıp, Aroma Bayanlar 1.Liginin şampiyonun belli
olacağı seriye gitmekte yarar var. İlk derbi maçı, Fenerbahçe Universal ile
Galatasaray arasındaki maça özellikle gitmedim, çünkü az çok neler
olabileceğini kestirebiliyordum fakat bu kadarının da olacağını kimse
beklemiyordu sanırım. Bu maçın etkisiyle olacak daha sonra Vakıfbank Türk
Telekom ve Eczacıbaşı Vitra arasında oynanacak final maçının ilkinde yapılan
güvenlik araması evlere şenlikti. İçeriye pet şişe ile su dahi almadılar,
oradaki görevliler (ki onlara yönelik bir şey diyemem kendilerine verilen
emirleri yerine getiriyorlar) şu şişelerinin ancak kapaklarının çıkarılması
halinde içeri alınacağını söylediler. Haliyle her yerde açılmamış pet şişeler
oldu, kimileri ise kapakları çıkarıp suyu yanlarına almayı tercih ettiler.
Diğer mevzu ise bozuk paralar oldu, bozuk paranızı koyun öyle geçin dediler,
haydaaa hadi koy bakalım paraları, çıkışta da bulabilirsen al geri… Ben özel
aracımla gittiğim için tüm eşyalarımı arabaya bırakıp tekrar salona geri döndüm
fakat bu imkânı olmayan ya da arabası ile gelmemiş birçok izleyici üfleye
püfleye ya geri döndü ya da eşyalarını, maç esnasında aklı onlarda kalsa da,
girişte alelade bir yere bıraktı. Çantamdaki parfüm şişesinin kapağına bile itiraz
ettiler, gerisini siz düşünün artık. (Fakat bir yandan da tam bu olayların
olduğu yerin arkasında bir stand su satıyordu!)
Neyse,
sonuç olarak öyle veya böyle girdik maça. Pazar günü herkesin gelebileceği bir
maçın saatini akşam 20.00’a koyarak salonun bir kısmının boş kalması başarı ile
sağlandı. Maç 3-2 bittiğinde saat 23.00’e geliyordu, oradan çık eve git diyene
kadar saat gece yarısını buldu. Çok özel durumlar dışında, hem de voleybol bu
kadar popüler hale gelmişken, Ankara seyircisi maça gelmeyi seviyorken, neden
bu saate maç konulur anlamak mümkün değil. Ertesi gün okulu olan bir çocuğu
ailesi nasıl maça getirsin? Bu saate
konulan maçlar kesinlikle çocuklu ailelerin gelmesi için uygun değil. Tabii ki
bu durum sadece çocuklar için değil, yetişkinler için de geçerli. Pazar gecesi
eve baş ağrısı ile 00.00 civarlarında dönüp sabah erkenden kalkıp işe gitmek
hiç de hoş olmadı. Eğer final serisi 1-1 olsaydı, Perşembe gününe koydukları
maçın saati 21.00 idi. Artık yapılacak en iyi şey maçı izleyip geceyi orada
geçirdikten sonra doğrudan işe gitmek olurdu!
Bu
seride bilet fiyatları 10.TL idi, çok fazla mı? Hayır değil ancak maçların
çoğunda boş koltuklar vardı o yüzden daha ucuz olabilirdi, böylece belki de
insanlar 1 maç yerine 2 maça gelmeyi tercih edebilirlerdi, sonuçta oraya
gelenler sadece bilet parası ödemiyor, yol, yemek derken farklı harcamalar da
ortaya çıkıyor. Fakat gelelim olimpiyat elemelerine.. Bir ara 25.TL’lik bilet
fiyatı gördüm internette, bu ne elemesi olursa olsun ister gazoz kupası elemesi
ister olimpiyat elemesi, bu fiyat çok fazla. 4 kişilik bir ailenin bu maça
geldiğini düşünelim 100.TL bilet, 50 TL’de yol ve yemeğe gitsin, 150 TL
Türkiye’de ortalama gelire sahip bir ailenin bir günde sadece voleybol maçına
verebileceği bir para değil.. Bu sporu çok yaygın hale getirmek istiyorsak
(maliyeti bilmiyorum sadece bu yönde olması makul gibi geliyor) bilet fiyatları
5-10 TL arasını geçmemeli. Merak ettiğim bilet fiyatları nasıl belirleniyor?
Kulüpler bundan para alıyorlar mı? Eğer olay sadece Federasyona kalmış ise; o
zaman bunun çözülmesi çok kolay.. Bunlar belki diğer konular yanında çok basit
görünen ancak bence bir o kadar da önemli olan şeyler. Herkesi salona çekmek
için elimizden geleni yapmalıyız.
Sevgiler,
Damla Ünver
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder