İnsan aynı şeyleri yazmaktan bıkıp
usanıyor. Sanki birileri özellikle, bir kasıt içerisinde bu süreci başından
sonuna yönetiyor da takımı böyle bir hal içerisinde sokuyor diye düşünüyorum.
Maçın istatistiklerine bakma fırsatım
oldu, izlemeden de şöyle bir canlandı aklımda olan biten.
Sağ olsunlar, maçların bir kısmını
bizlere izlettirmedikleri için ancak böyle istatistikten medet umuyoruz. GS
TV’nin her iki maç içinde yayın akışında banttan görünüyordu maçlar ama malum
yenilince, maç yayında kuş oldu uçtu ya da gece saat kaça koydularsa, herkes
uyurken yayınlanmış olabilir. Her neyse.
Şimdi sırasıyla bakalım; ilk set
Galatasaray’ın 14 sayısı var. Bunun 8’i Eczacıbaşı’nın yapmış olduğu hücum ve
servis hatası. Sadece 5 sayı almışlar o da hücumdan. Kalan 1 sayının ise
akıbeti meçhul. Olumlu manşet %18, mükemmel manşet %5. Başka bir söze gerek var
mı? Manşet almanın yarısı psikolojiktir. Demek ki manşet alan oyuncular tamamen
dağılmış. Maça direk yenilmiş olarak çıkmışlar. Eczacıbaşı’nın iyi servis
attığı malum ancak bu oranların açıklanabilecek hiçbir yanı yok. Şimdi
transferleri yapan her kimse oturup voleybol bilgisini tekrar bir düşünsün. Ya
bu işi hakkıyla yapsınlar ya da yapacak olan insanlara bıraksınlar. Koca set 1
tane blok olmaz mı? Olmuyormuş demek ki.
İkinci set manşet azıcık kıpırdanınca
işler değişir gibi olmuş. Muhtemelen Eczacıbaşı gevşedi ve servislerin etkisi
azaldı diye tahmin ediyorum.
Üçüncü sette de Galatasaray’ın 16
sayısı var, 8’i Eczacıbaşı’nın hatalarından.
Daha yazmaya gerek duymuyorum. Bu
takımın bu performansı sizler için yeterli geliyor demek ki. Mücadele yok,
sıfır. Eczacıbaşı’nın seni servis atarak zorlayacağını biliyorsun o zaman,
bırak Gioli yerine Sano’yu libero oynat. Sanki Gioli takımı sürüklüyor. Gelecek
sene takımda olmayacağı haberleri okudum umarım doğrudur.
Seneye şu takımı kurarken lütfen,
manşet alabilecek oyunculardan oluşturun. Siz manşet alan oyuncuyu
getirirseniz, geri kalanlar bir şekilde yapılır.
Damla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder