Yılladır milli takımın başına
biri geliyor, diğeri gidiyor. Yıllarca bizim zamanımız alınıyor, fakat değişen
bir şey var mı? Görebiliyor muyuz?
Kesinlikle . Her defasında daha
da geri gidiyoruz. Almanya maçı hakkında söylenecek
o kadar çok şey var ki nereden nasıl başlasak zor iş.
Öncelikle şöyle yapalım, soru
cevap şeklinde:Voleybolda temel ilke nedir?
1-Manşeti iyi alacaksın. Alabildiğinin en
iyisi en olacak. Biz de şu anda bu görevi kimler yapıyor. Gözde-Gizem-Seda.
(Yedekten de Güldeniz ve Birgül)
2-Voleybol
kendini geliştirmenin yanı sıra, sana bahşedilen yeteneği de içerir. Yıllardır
Neslihan milli takımın pasör çaprazı olduğu için Seda’yı smaçör olarak
oynatmaya çalışıyoruz. Olmuyor. Maalesef. Bunu görmek için mükemmel bir
voleybol bilgisine sahip olmaya gerek yok. Yap boz tahtası gibi her deneme
başarısızlıkla sonuçlandığı için her defasında Seda önce çapraza çekilir, bizim
manşet alacak başka iyi, genç oyuncularımız yokmuş gibi yeniden smaçör
yapılmaya çalışılır.
3-Bir
diğer nokta da Güldeniz madem sakat, ondan minimum faydalanabileceğiz, o zaman
onun yerine biraz risk alın ve yerine başka birini götürün. Kim mi olur, Şeyma,
Damla, Cansu Çetin vs.. artık bu oyunculara genç tecrübesiz gözü ile
bakmayalım. Bu bakış açısı devam ettikçe üzerine bir şeyler koyamıyoruz.
Tecrübeli dediğimiz oyuncularla da ne yapabildiğimiz malum değil mi?
1- Oyun tarzımız yok. Bunu söyleyince
büyük bir kısım Naz düşmanı ilan ediyor bizi. Defalarca söyledim, bu kızın 15 yaşında
oynadığı oyun ile şu an oynadığı oyun arasında dünyalar kadar fark var. Ortadan
oynamaktan korkan, orta oyuncularının nasıl top istediğini çözememiş bir pasör
var sanki sahada. Büşra mevcut haliyle 2’ye çok çabuk dolaşamıyor, her
defasında kızı göz göre göre o mesafeye dolaştırıp topla buluşturmak oyuncuya
yapılan haksızlık. Ya arka kısa atacaksın, ya Büşra 2’ye çok çabuk gidecek top
geldiğinde zaten orada olmuş olacak ya da 3 numaradan oynatacaksın. Her
defasında blok yemesi ya da sayıyı kazandıramaması Büşra’yı çok etkiliyordur
eminim. Ayrıca kendisi hakkında inanılmaz bir eleştiri bombardımanı var. Ben
halen bu oyuncunun çok değerli olduğunu düşünüyorum. Siz hangi orta oyuncunuzu
smaçör olarak da oynatabiliyorsunuz bu devirde? Herkes ben manşet karşılamam
işim top öldürmek, smaçör oynamam, şu maçta oynamak istemem, işim sadece blok
yapmak vs. derken elimizde böyle bir oyuncu var. Kilosuna ya da bloğa
yetişememesine eleştiri getiriyorsanız eğer, Bahar da çoğu zaman aynı pozisyona
düşüyor, Ergül de. O zaman demek ki Hoca’da bir yanlışlık var. Büşra
hatırlarsanız Fürst ve Poljak arasında en iyi blokör ödülünü çok çok hak ederek
almıştı. Bu kız iyi bir oyuncu, hataları varsa da düzeltilmesi gerekiyor.
Ayrıca şunu da ekleyelim ki Büşra smaçörlükten orta oyunculuğuna geçmiş değil.
Orta oyuncu iken Mehmet Hoca Büşra’yı smaçöre çekti, çünkü Melis Gürkaynak’ın
manşeti çok kötüydü smaçör oynaması için yeterli değildi Melis orta oyuncu olunca
Büşra da smaçör oldu.
2-Biz
ortadan oynamak için elimize “lokum” gibi manşet gelmesini beklerken diğer
takımlar ne yapmış bir bakalım. Gerek Grandprix’de gerek mevcut şampiyonada. 3
metre içine düşen, ortalamanın biraz üzerinde olan bir pas artık pekâlâ orta
oyununa dönüşebiliyor. Zaten bunu yapamıyorsanız, sizin elinize iyi manşet
geldiğinde karşı taraf orta oyununuzu çoktan tahmin etmiş ve bloğu kurmuş
oluyor.
3-Almanya
maçında, özellikle bazı anlarda pas krizi yaşandı bu aşikar. Bir oyuncu
değişikliği en azından denemeye değerdi. Kaybedecek bir şey yoktu o aşamada,
zaten maçı kaybediyorduk.
Ama gerek oyuna
geç müdahalesi, gerek yetersiz oyuncu değişikliği (gerçi kenardan oyuna gelip
de oyunu değiştirecek bir oyuncu yok oyuncu seçimlerinden dolayı) nedeniyle
maçı kaybettik. Bundan sonra kazanırız ya da kaybederiz, bilinmez ancak bu
milli takım çok fazla iş yapmaz, yapamaz.
Bu eleştirel yaklaşım, tek bir maç için algılanmamalı. Bu seneki milli takımımızı izleyen birçok insanın bu görüşleri paylaştığına inanıyorum.
Herkese sevgiler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder