Şampiyonlar Liginde Eczacıbaşı
Vakıfbank eşleşmelerinden her ne kadar gına gelmiş olsa da, mevcut kurallar
bizi yine bu sene de bu eşleşmeye mecburen itti.
Görünen o ki Eczacıbaşı İtalyan
ekibi, Vakıfbank da Polonya ekibini geçerek dörtlü final için karşı karşıya
gelecekler.
Bu maç için Micelli ve teknik
ekip, şapkalarını önlerine koyup düşünsünler…
Bu takım ne zaman ritmini
buluyor..? Geriye düşüldüğü zaman ne oluyor da takım toparlanıyor..? Daha iyi
paslar, ortaların daha çok kullanıldığı paslar ne zaman atılıyor..? Cevap
belli: Asuman oyuna girdiğinde.
En son yapılan şampiyonlar ligi
maçında da Asuman oyuna girmeden önce ve girdikten sonra takıma nasıl bir hava
kattığını tekrar tekrar gördük. Oyuna girdi, Özge’nin arkasını toparladı gayet
güzel oynattı takımı. Bravo Asuman.
Aynı şeyi Eczacıbaşı teknik ekibi
için söyleyemeyeceğim. Hafta sonu lig maçına bakıyorsunuz, sanki Asuman bütün o
güzel işleri yapmamış gibi ilk altıda başlayamıyor. Bu kızın Özge’den kötü
olduğunu düşünüyorlarsa eğer, yanlışa kapılmış gidiyorlar demektir. Aksine
Asuman oyun kurgusu pas kalitesi açısından Özge’den çok daha iyi bir pasör.
Özge ile birbirlerini tamamlayarak oynayabilirler pekâlâ.
Beppe ile Naz’ın sorun yaşadığı
ve takımın yetiştirdiği oyuncudan yana çıkmayarak Beppe ile yola devam etmesi
(ki bu yarım sezon sürdü, acaba Naz’ın takımdan ayrılmasına değdi mi bunu da
bir daha düşünün) sonunda Eczacıbaşı’nın en önemli sorunu pasör oldu. Yıllardır
pasör konusunda neler yaşanıldığı malum. Bu süre içerisinde Asuman’ın
gelişimini yeterince sağlamalıydınız eğer şu anda eksik buluyorsanız.
Pasör Maja’nın geldiği dönemde,
rekabetin Fenerbahçe ve Vakıfbank arasında geçeceği belliydi. Rölantide
geçireceğiniz bir yılda, bile bile, Asuman’ı as pasör yapmadınız, yapmaya
cesaret edemediniz. Şimdi bunları teknik ekipten birine söylesem, kırk tane
bahane uydururlar, o bahaneleri toplasanız yine geçerli bir neden olamaz asla.
Naz, Bahar Urcu takımdan
ayrıldıktan sonra bir anda ilk altıda kendini bulduğunda, her şeyi tam mıydı?
Hayır. Hatta şu anda oynadığı oyun 15 yaşındayken yaptıklarının gerisinde.
Ancak ne olursa olsun O’na duyduğunuz güveni, Asuman’a da duymak zorundasınız.
Bir oyuncu kolay yetişmiyor. Özellikle de pasörler. Baksanız etrafta hep yıldız
milli takım yaşında çok iyi, ama A takıma geçtikten sonra ilgisiz kalındığı
için körelmiş, körelmeye yüz tutmuş pasörler var.
Vakıfbank ile yapılacak ilk
maçta, kadroda büyük bir ihtimalle ilk 6'da olmayacak Asuman. Oyun sıkışacak
ondan sonra, gir toparla denilecek. Lig maçında yapabildiği kadar yaptı. Daha
fazlasını da yapacak kapasitede. Oyuna girdiği zaman yarattığı farkı görmeyecek
kadar kötü bir idareci olamazsınız diye düşünüyorum.
Bir nokta da Büşra için; kendi
yaş grubunun en yetenekli ortalarından. Manşet alır, defans yapar, smaçör
oynar, orta oynar. Her şeyi yapar. Ancak fiziksel olarak yaşadığı kısıt, (eğer
bunun hormonal ya da başka bir sebebi yoksa) takım yöneticilerinin dikkatinde
mi? Büşra eski fit günlerindeki kilosunda olsa emin olun sıçraması ayak
çabukluğu her şeyi değişecek. Böyle devam ederse yakında sıçrayamaz hale gelecek. O yüzden bu aşamada belki yerine Sırp orta
oyuncu oynarsa, Vakıfbank maçında daha uygun olabilir. Sırp ortadan ayakları
çok çabuk, servis kalitesi de gayet iyi.
Uzun lafın kısası, Eczacıbaşı
Vakıfbank’ı geçip dörtlü finale kalmak istiyorsa yapması gereken şey bellidir.
Bekleyip, görelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder