Olimpiyat madalyamız; “BENCİLLİK”

Olimpiyat madalyamız; “BENCİLLİK”

Heyecan ile beklediğimiz olimpiyatlar, göz açıp kapayana kadar geldi geçti…

Evet ortada bir başarısızlık var ama bunun suçlusu oyuncular değil, kişisel fikirlerini kimseyi takmadan uygulayan Marco Motta Aurelio ve buna göz yumup destekte bulunan Federasyon Başkanı!

Suçlu ne Naz, ne Bahar ne de Neslihan.

Takımı olmayan oyuncunun Milli takıma alınmasına, en önemli oyuncunun takımdan fişlenmesine göz yummak dışında ne yapmış? Kendi kişisel tercihine göre oyuncu seçip ve bu oyuncuları birbirine düşüren antrenörlere tam yetki vermek dışında ne gibi bir katkısı olmuş? Erkek Milli takımımızın durumu ortada (göreve geldiğinden bu yana tüm imkanlarını erkek takıma harcamış olmasına rağmen..) eee geriye Filenin Sultanlarının başarıları kaldı zaten sürekli övündüğü tek şey; kızların almış olduğu başarılar, yaptım oldu diye ekranda boy göstermek dışında ne gibi bir katkısı oldu? Takımlarımızın her anlamda haklarını savunmayıp, üstüne birde kulüplerin kapanmasına seyirci kalmışken hala görevini tam yaptığını düşünen varsa saygılarımı sunuyorum…

Olimpiyat sürecindeki Trt Spor programına katıldığında bir anlam veremedim; Büşra, Polen mi oyuncuydu yoksa Başkan mı oyuncuydu? Takımdan beklentilerimizi ve bu zamana kadar gelinen yolları anlatması beklenilirken kendisi orada yazdığı mesajları okumak gibi bir faciaya imza atıp resmen kameralara ilgili ve alakalı Federasyon Başkanını oynamaya çalıştı…

Federasyon Başkanımız bu zamana kadar ne gibi bir kazanç sağlamış TÜRKİYE VOLEYBOLUNA?

Şimdi eleştirmek, karalamak, yazmak ne kadar kolay diyenlere; 5 sayı kaybettirdiği ve mola almadığı için elendik diye yerden yere vurulan ve kovmaktan beter edilen Mehmet hocaya yapılanlar neden şimdi Marco Motta Aurelio ve Federasyon Başkanı için yapılmıyor? Sonuçta bu daha büyük bir başarısızlık ve facia!

Böyle bir bencillik ve başarısızlığa imza atan hoca için verilecek kararı merak etmemize gerek yok. Karar ortada elenmemiz önemli değil önemli olan oranın havasını solumak diyerek göreve devam denilecek. Federasyon başkanımızda; çok güzel bir sistem tutturduk bu şekilde devam edeceğiz diyerek yine seçimler de aday olacaktır…

Asıl sorgulanması gereken altyapımız ne durumda, takımlarda oynayan oyuncularımız kendilerini ne derece geliştiriyor ve en önemlisi;

Milli takıma oyuncu seçimindeki kriter nedir?

"Küçük vazifelerdeki ihmalkarlık büyük kusurların işlenmesine yol açar.  

(Me Necher)"  

Bencilliği bırakıp, oyuncu değişimi yapmış ve molaları zamanında almış olsaydı antrenör, bugün yeni gurubumuzu değerlendiriyor olacaktık…

Belki de en büyük hayal kırıklığını yaşayan Özge oldu. Neden mi;

Farklı hayallerle gittiği olimpiyat macerasında; formasını terletemeden geri döndü...

Sanırım şimdi, Nilay’ı daha iyi anlıyordur…

Neden mi;

Takım gerideyken oyuna alınmadığını görüp, çaresizce sonucu izleyip çırpınmanın,

Oyuna alınıp, kafa bulur gibi 2 sayı sonra oyundan alınmanın hayal kırıklığını,

Aylarca antrenman yapıp ona ihtiyacı olan takımda yer almak yerine köşede sadece izleyici olmanın,

Başarıyı paylaşmak yerine sahiplenmenin verdiği burukluğun

ne demek olduğunu acı bir şekilde yaşayıp, fark etmiş oldu sanırım…

Şu oyuncu bunu yaptı, o oyuncu kötü oynadı diye eleştirmiyorum. Çünkü onlar zaten ellerinden gelenin fazlasını yapıp her şeye rağmen bu serüvende yer almayı başardılar. Burada sorgulanması gereken oyuncular değil hocadır. Sahada oyuncu değişimini keyfi uygulayıp bu sonucu almamıza neden olan ve buna göz yuman kişi ve kişiler şimdi sanırım vicdanen rahattırlar tabi kendilerine göre…

Her başarıda ekranlarda gezip açıklamalarda bulunup övünen Federasyon başkanımız acaba bu başarısızlıkta ne gibi bir kılıf bulacak…

Lütfen oyuncularımızı eleştirip, yıpratmayalım. Onlar en azından ellerinden geleni yapmaya çalıştılar. Suçu onlara atıp amacına ulaşmak isteyenleri amaçlarına ulaştırmayalım.

Sevgilerle

Ayşegül KAYA