Tüm takımların olduğu gibi
Eczacıbaşı’nın da maç eksiği var, takıma katılan yeni oyuncuların uyum süreci
derken oynanan oyuna daha toleranslı yaklaşmak bir yere kadar mümkün.
Şampiyonlar Liginde 3 maç geride kaldı, ligde ise süper kupa dâhil 5 maç oynadılar.
Çok da az sayılmaz aslında.
Eczacıbaşı bu sene eksiklerini büyük
ölçüde kapattı. Sokolova ve Alexandra takım için çok önemli oyuncular. Pasör
değişikliğini de unutmamak lazım, takım için en kritik değişiklik oydu.
Eczacıbaşı Vitra - Dresdner SC maçında koca 3 sette orta oyunculara 10 pas
atılmış. 7’si Poljak’a (ki izlediğim kadarıyla 2 ya da 3’ü son set atıldı), 3
tanesi ise Büşra’ya. Bu çok kötü bir istatistik. Manşetlerin çok iyi olmadığı
iddia edilebilir ancak iyi gelen manşetlerin çoğunda da pas köşelere gitti.
Artık ortadan oynamak için manşetlerin excellent gelmesini beklemeyi bırakmamız
gerekiyor. Şu anda erkek voleybolunda orta oyun tamamen böyle işliyor. 3 metre
çizgisi içerisinde gelen ortalama bir pas ile erkek voleybolunda çok iyi orta
hücumlar izliyoruz. Bunu kesinlikle kadınlar voleybolunda da uygulamak
zorundayız. Yoksa çok iyi orta oyuncularınız da olsa 3 setlik maçı 10 pas ile
tamamlarsınız. Bu nokta da pasör – orta oyuncu uyumsuzluğu ne ölçüde
savunulabilir bilmiyorum çünkü Milli Takım ve Vakıfbank’ta da aynı oyuncular
ile oynuyordu Özge.
Yalnız şunu belirtmeden
geçemeyeceğim Özge’nin takıma defans anlamında katkısı fazla, çok iyi toplar
çıkarıyor defansı hareketlendiriyor.
Ancak orta oyun kısmını halen sıkıntılı olduğunu düşünüyorum.
Takımdaki bir diğer değişikliği ise Micelli ‘de gözlemliyorum.
Micelli takdir ettiğimiz yönünden kayarak çok eleştirdiğimiz antrenörlere
benzemeye başladı. Takımının 12 kişilik kadrodan oluştuğunu unutup 7-8 kişi ile
oynanan bir oyun haline dönüştürdü son zamanlarda. Özellikle Özge ve Büşra
oyundan düştüklerinde alternatifleri ile hiç değiştirmiyor ya da takımı önde
olmasına rağmen yedekte bekleyen oyuncularına yeterli süreyi tanımıyor. Bizim
alıştığımız Micelli böyle değildi. Eğer takımda skora herkesin katkıda
bulunmasını sağlamaz, galibiyette herkesin payı olduğunu hissettirmez ise, maç
sonrası yedek oyuncuların yüzlerindeki mutsuzluğu, asıklığı gideremez. Bu işin
oyuncuları oynatmaktan başka yolu yok.
Pazar günü (18.11.2012) Eczacıbaşı Vitra – Fenerbahçe maçı var.
Eğer Eczacıbaşı son dönemlerde oynadığı gibi ortasız oynamaya devam eder oyunu
köşelere yıkarsa işi zor, Fenerbahçe’yi kimse hafife almasın. Hatırlanması
gereken bir şey de şu; eğer İpek – Berenika ikilisine düşecekse yine blok işi o
zaman bu dediklerimi tekrar düşünebilirim. Eczacıbaşı maçta iyi manşet getirip
orta ve köşelerden hızlı oynarsa o zaman daha ağır basıyor, ancak aksi halde
çok çekişmeli bir maç olmasını bekliyorum.
Bu maçı yerinde izleyecek arkadaşlar; lütfen keyifle izleyelim,
eğlenelim.
Saygılar
Damla ÜNVER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder