26 Mayıs 2012 Cumartesi

TÜRKİYE voleybol federasyonunun SAHİPSİZ Kulüpleri…


Hasta bir Beşiktaşlıyım ve bununla da GURUR duyuyorum ancak söz konusu amatör branşlar olunca fanatikliği bir köşeye bırakıp herkesin hakkını veririm.

Bizim kulüp olarak voleybola bakış açımız; hem taraftar hem de yönetim olarak ne durumda uzun uzun yazmama gerek yoktur sanırım. Her sene Ankaragücünden oyuncu toplayıp, Fenerbahçe ve diğer takımlara oyuncu yetiştiriyoruz sanki. Sponsor bulunamıyormuş, bulunamazsa kapanacakmış yahu bulunamaz ne demek koskoca stadın adını değiştirdiniz sponsor var diye bir branşın adını mı değiştiremiyorsunuz? Sorun isimde değil sorun amatör parasının kuruş kuruş hesap verilecek olması. O kadar saçma sapan oyunculara para verilene kadar bir tane futbolcu parası ile amatörler baştan kurulur… Takımımıza antrenör ve menajer değişimi ile başlanmalı. Malum bu sezon gençlere fırsat vermek yerine Adnan hoca inadı ile play off dışında kaldık. Maalesef yine onunla devam edilecek gibi tabi kapanmazsak:) ağlanacak halimize gülüyoruz… yinede en kötü gün bugünse bugünde BEŞİKTAŞ ulan!!

Takımlar geleceği ile değil geçmişi ile değerlendirilir. Eczacıbaşı Vitra’ya nasıl verildi önceki yıllar sanıyorsunuz? Komik olmayın, bilgin yoksa fikrinde olmasın… Neden o zaman Fenerbahçe başarı alınca hayde hobaa diyerek hakkında yazılar yazılıyordu, basın toplantılarına doluşuyordu millet... Neymiş forma rengi, otel bilmem ne bahanesi uygulanıyormuş. Oyuncular zehirlendi, hatta Türk Telekom parmak izi verdi Cannes maçı için bu ırkçılık aşağılanma değildi de neydi söyler misiniz? Hani insan hakları savunma zartı zurtu?  Yazıyı okuyan biri bu kısmı açıklasın mümkünse?

Federasyonun nasıl bir etkisi yok söyler misiniz takımlar hakkında bilgi ve fikir nereden alıyor cev?

Naz’ın para için takımı sattığının delili var mı? Oyuncular madem bu kadar umurunuzdaydı neden Milli takımda oyuncular fişlenince tepki göstermediniz, o zaman Gülden de Duygu’nun taraftara oynadığı gibi netten voleybol takipçilerine oynaması gerekirdi… yazık günah insanların emeğine bu kadar çamur atılmaz. Kaç yaşında nerelere gelmiş bakılsın bir… Sadece onun için demiyorum Nilay da çabalıyordu onunda suçu sadece forması için çabalamasıydı. Oyunculara saygınız yoksa üstündeki formanın terine saygınız olsun.

Sırf gündemde kalmak ve insanların önüne oyuncuları atıp ne oluyor diye takip edilmek için yapılan haberler çok seviyesizce…

Madem tüm takımlara ve oyunculara eşit davranılıyor o zaman;
Ankaragücü çoluk çocukla oynadı niye kimse haber yapmadı, ama Fenerbahçe çocuklarla oynayacak açıklaması yapılınca baş sayfada haber oldu. Malzeme prim yapar diye mi bu kadar çok gündemde oldu Fenerbahçe?

Fenerbahçe’yi her zaman en çok eleştiren benimdim yine eleştiriyorum çnk sırf bu saçmalıklara rağmen çekilmek ya da küçülmek yerine daha büyük oynaması gerekiyor. En azından kimse ile var olmadık kimse ile yok olmayız mesajını vermek için. Ayrıca oyuncular hakkındaki açıklamalarında dürüst olup taraftarı doğru bilinçlendirirse onlarda ona göre hareket eder.

Kendi takımıma gelince biz başkan değişti iyi şeyler olacak derken başkanımız sağ olsun ilk dakika golünü atıp kapatma sinyali verdi.  Sanki futbol, basket kulübüyüz… Hani nerde kaldı oyuncu sevdası değil arma aşkı, en kötü gün bugünse bugünde Beşiktaş ulan, karanlık günler aydınlanacak sözleri nerede kaldı? Neden kulüpler birliği kurulmuyor, bakın şimdi bir kıyaslama yapıyorum, kimin federasyonu oyuncu ve seyircisine daha çok sahip çıkıyor siz karar verin;


TBB Buttonu gelelim aşağıda voleybol federasyonunun butonuna bakalım;


Buda TVF Buttonu ve aşağıda sponsor olan beko basketbol ligi


Buda bizim aroma sponsor ligimiz


Daha bitmedi devam ediyor


Basketbolseverler sitesi grişi aşağıda bunun voleybolunu bulamazsınız çnk yok. Bizim kanallardaki maç yayınlarımıza sahip çıkmayan federasyon bizim için site mi kuracak:) buna ancak kim inanır? Tabi ki kadir inanır inanır:))))

Ve en önemli site basketbolaltyapı sitesi;


Adamlar üşenmemişler her buton için site kurmuşlar bizim sitemize bakalım birde;


Kırmızı kutucuk içindeki sitede bizim voleybol altyapımız. Basketbol federasyonu har vurup harman savurmuş. Bizimkilerde tasarruflu davranıp hepsini bir aradan çıkarmak istemiş:)

Kim daha çok çalışıp sahip çıkıyor, dünya 2. si olan takıma trilyon verildi ve kuruş kuruş anında aldılar ama bizim kızlarımız olimpiyata katılıyor daha bir Allahın kuruşunu göremediler… voleybol salon yapmaktan, başarılarını sahiplenmekten, ben yaptım, ettim demekten ibaret değil.

Federasyonun haberi var mı; Beşiktaşlı oyuncular arabalarını satıp o parayla sezon sonuna kadar geçindiklerini, Ankaragüç’lü oyuncuların borç harç yaşadıklarını, Karşıyaka’nın sponsor bulamayıp parasız kalıp ligden düştüğünü ve taraftarın takıma sahip çıkıp gıdım gıdım para toplayarak ligde kaldıklarını,  Diyarbakır Dicle’nin parası olmadığı için antrenman yapacak salon bulamadığını ve bahçede antrenman yaptığını, Torul takımının oyuncularının belediye çatısında yaşadığını ve bunun gibi bir sürü nedene direnemeyip çekilen takımlardan haberi var mı? Bunları duyup, izleyip, görevim; sponsor bulmak değil falan filan diyen bir federasyondan beklenti olmasın kulüp yetkilileri. Bu yazılanlar utanç verici durum. Takım çatıda yaşıyor, bahçede antrenman yapıyor, parasını alamıyor eşyalarını satıyor. Buna çözüm bulmak ya da yardımcı olmak kimin görevi?

Takımınızı seçiyoruz ne düşünüyorsunuz diye sorulduğunda söylenmesi gereken tek şey; ben futbol kulüplerinden sadece para kazanıyorum ve çıkarlarıma ters düşünce onları takmıyorum demesi gerekiyordu ya da ne biliyim benim görevim başarıda her yer de olmak başarısızlıkta ortadan kaybolmak denilmesi gerekiyordu.

Söyler misiniz; neden bayan milli maç biletleri çok pahalıya satıldı da erkek milli takım maç biletleri promosyonlu yani tek biletle 2 maç izle yapıldı? Cevabı açık ve net; kimse gelmeyecek hiç yoktan iyidir mantığı ile ama bayanlarda salon dolacak bununda garantisi var kitle kitleye bildiğin kadar seyirciye nasılsa dolacak. Kızlar seviliyor destek çok ve her şekilde olacak.

Şunları yazmak çok mu zor, neymiş futbol yazarları yazmış ne yazmış onların neyden haberi var ki; bursa nilüfer neden pilot takım seçildi bilen var mı yok bilmeyin zaten bilenlerde açık verince planın üstü kapatıldı sonraya saklandı…

Araştırın bakalım Basketbol 2. Liginden 1. Lige çıkan takımlar kaç para almış birde voleybol takımlarını araştırın. Aradaki farkı görünce oha çüş yuh… demeyin utanın çnk bunun adı emek hırsızlığı…

Hani bugün o savunmadığı Fenerbahçe var ya işte o Fenerbahçe kaç sezondur dolu salona oynuyor ve her deplasman salonlarında bilet fiyatlarını normal ücretin dışında ücret yapan kim? Bu sadece o takıma değil Beşiktaş ve Galatasaray’a da yapılmaktadır. Kendi kendine vermedi heral de CEV  bu kararı. Nasıl ki kız istenmeden önce her iki taraf araştırır öyle isterse bu da öyledir…

Yunanistan ve Bakü de takımlarımıza saldırdılar neden bu ülke takımlarına ceza ya da başka bir yaptırım uygulanmadı?

Galatasaray’ı da tebrik etmek lazım. Son birkaç sezondur iyi şeyler yapıyorlar gerek oyuncu alımı gerek destek anlamında helal olsun.  Hak ettiler ve bunun sonucunda kazandırlar.

Birilerine yaranma derdini bırakıp artık gerçekleri yazsanız nasıl olur SAYGI değer yazarlar…

Burada görev federasyonun,  eğer değilse de kulüpler birliği kurulmalı. Haklarını savunacak bir kurum olmalı. Çıkarlarımız ters düşüyor seni savunamam hapı yuttun demeyecek bir kurum olmalı. Biz voleybol tertemiz sorunsuz derken buraya da bulaştı…

Tekrar belirtiyorum bunları yazma nedenim belli; ben, kimseye yaranma derdinde değilim olsaydım, olimpiyatı yıllardır alamıyoruz aldıran tvf derdim ama öyle değil bunu kızlarımız kendi çabası ile aldı.

Şimdilik bu kadar, adil olunda insanları doğru bilinçlendirin. Yazmak için voleybol camiasından olmak gerekmiyor adil ve emeğe saygılı olmak yeterli. Kulüpler kapanınca o kadar oyuncunun emeği ne olacak bu branşı meslek edinip ekmek kazanan oyuncular ne yapacak umurunuz da mı bunlar? 

Bu sezon kaç takım kapandı çekildi bunu da anasayfa haberi yapın neden kapandınız kaç ay para alamadın neden oynadın diye sorsaydınız, kaşın ne renk gözün niye böyle, takımın yok artık boş vaktini nasıl değerlendirirsin demek yerine...

Not: Bazı yerlerde bana mesaj gönderen setter81 ve jarom'a buradan saygılarımı gönderiyorum. Merak etmeyin bizi nasıl tanıdıysanız ve düşüncelerimiz ne yöndeyse aynen o şekilde devam ediyoruz. Sizde çok değerlisiniz benim için. 

Hadi be BEŞİKTAŞIM yap bir çıkış, gel katıl şu voleybola eskiden olduğu gibi:(


Bazen neşe bazen keder BEŞİKTAŞLI olmak yeter! 
Sevgilerle
Ayşegül KAYA

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Vakıfbank'ın yaptığı..


En sevmediğim dönem,  ligler bittikten sonra başlayan ve bazen hem oyuncular hem kulüpler hem de voleybol siteleri tarafından abartılan transfer dönemleri.  Flaş, Flaş, Flaş, şu oyuncu buraya gitti, gitmedi, gidecekken vazgeçti gibi spekülasyonlar yapılan haberler insanı sıkıyor.  Bir de anlamadığım herkes yaptığı haberin üzerine “özel haber” etiketi yapıştırıyor, fakat kimin haberi daha özel ona henüz karar veremedim. Daha bugün iki farklı gazetede, Naz Aydemir’in Fenerbahçe ile 3 yıllık anlaşma yenilediğini diğer bir gazetede ise Vakıfbank Türk Telekom ile anlaştığını okudum. Bu tarz şeyler işin tadını kaçırıyor. Transferleri maalesef ne takımın istediği, ihtiyacı olan oyuncuya göre yapabiliyoruz ne de usulüne uygun olarak. Bu yüzden de bence incelenmesi gereken takım Vakıfbank Türk Telekom.

Vakıfbank Türk Telekom, sanırım bu sene şampiyonlar liginde yaşadığı talihsizliği ve kaçırdığı lig şampiyonluğu için çok hırslanmış. Hırs güzel bir şey ama ya fazlası?

Bir takıma manşetsiz iki Sırp fazla:




Nikoliç uzun yıllardan beri ülkemizde oynuyor. Her sezon, maçların çoğunda “ Vakıfbank artık bu sezon Nikoliç’i göndersin, hücumu çok iyi ancak manşeti çok kötü” yorumları yapmıyor muyuz? Nikoliç bunca yıldır smaçör pozisyonunda-hücum dışında- Vakıfbank’a ne verdi? Vakıfbank’ın şampiyonlar ligi şampiyonu olduğu süreçte manşet anlamında iyi olduğu maçlar vardı sadece. Onun dışında? Hele ki elinizde Maja gibi Nikoliç’i hücum ettirebilen bir pasörünüz de yoksa.

Takımlar için oyun stratejisi belirlemek kolaydı, “yık servisleri Nikoliç’in üzerine, gerisi gelir” ki çoğu maçta da gerisi geldi. Buna rağmen Vakıfbank neden ısrarla bu oyuncu ile devam ediyor anlamıyorum. Sırp milli takımında oynadığı oyunu çok beğeniyorum, çünkü Sırp pasör Maja, Nikolici hücum anlamında da değiştiriyor, takıma farklı bir hava katıyor. Sırp milli takımı, Türkiye’de olsaydı kimsenin manşet aldırmak için uğraşmayacağı Malagurski’den ciddi anlamda kısa bir sürede smaçör yaratmış bir takım. Bu yüzden Sırp oyuncuların milli takım performansları çok başka oluyor. (Bu arada Nikoliç’i seviyorum o ayrı bir husus J )
Gelelim Brakoçevic’e... Ivana milli takımda olmadığından beri hep ilk 6’da, çok genç yaşta fazla sorumluluk almaya alıştı ve özellikle Çin’de kendini geliştirdiğini de düşünüyorum. Fakat, aklıma çapraz deyince (ki varlıklı da bir takımsam) Gamova, Neslihan, Glinka, Sheilla gibi isimler geliyor. Ben bunların zaten birine sahipsem, neden başka arayışlar içerisine gireyim? Beni buna iten ne olabilir diye düşündüm fakat şampiyonlar liginde mücadele etsem dahi Glinka-Brakoçevic- Nikoliç üçlüsünü en cahil antrenör bile bir arada ilk6 ya koymayacağına göre, cevabı siz verin ben bulamadım.

Polen Uslupehlivan? Bu kadronun neresinde?


Glinka, Nikoliç, Brakoçevic üçlüsünün yanında bir de Polen var. Kızcağız son 2 yılda Bursa’da oynamakla çok isabetli bir iş yaptı kenar süsü olmaktan kurtardı kendini ancak bu kadar ismin arkasında Polen’e şans verecekler mi?  Yukarıdaki 3 isim varken, Polen’i gazoz kupasında oynatıp sonrasında da istediğimiz verimi alamadık mı diyecekler?( bir zamanlar bazıları genç oyuncuları hakkında böyle demeçler veriyordu, onları unutmadık.)

Son transfer: Saori Kimura


Millet olarak zaten Japonlara bayılırız, her şeyleri ile örnek insanlar. Saori Kimura Japon Milli Takımı için çok önemli bir oyuncu, manşeti ve savunmasına, güler yüzüne pozitifliğine diyecek bir şey yok. Fakat beni düşündüren şu; biz onun oyununu Takeshita ile izledik, değerlendirdik. ( Açıkçası hücumu konusunda Kim gibi kesin bir fikre sahip değilim, çünkü Güney Kore’nin voleybolu Japonya’ya kıyasla biraz daha farklı.) Yinede, güzel bir transfer olduğunu düşünüyorum. Vakıfbank Gizem-Gözde- Kimura üçlüsü ile çok sağlam manşet-defansa sahip bir takım olabilir.

Gelelim pasöre; oyum Çağla’dan yana…

Açıklansa da artık herkes rahata erse, ben kendi adıma çok sıkıldım. Gerçi henüz resmi olarak açıklanmış bir şey yok ancak Naz’ın transfer olduğu haberleri ortalıkta dolaşıyor. Özge-Naz-Çağla üçlüsü benim içimi pek açmıyor doğrusu. Vakıfbank, yıllar önce Eczacıbaşı’nın yaptığı hatayı tekrarlamak üzere. Çağla’yı ilk6 kadrosunda tutsalar ve oynatsalar, Özge’den de Naz’dan da iyi bir pasör olur, hem de çok kısa bir sürede. Çünkü o kızın tarzı çok farklı. Pekâlâ, Özge ile birlikte oynayabilir, geçen sezonlarda Nilay’ın oynadığı gibi. Yani Özge eğer takımda kalıyor ve Naz da üstüne transfer ediliyorsa, bence doğru değil.

Son olarak orta;

Elimizde mevcutken dışarıdan almak.. Fürst için bir şey diyemem, ancak eğer Ergül bu takımda ilk6 içerisinde yer bulabiliyorsa Dicle de bulabilmeli.  Bu sene de Ergül Vakıf’ın 12 kişilik kadrosunda yer alacaksa ve Dicle yine bir köşeye atılacaksa o zaman Vakıfbank altyapısı ne işe yarar?  Bu kadar iyi isimleri bünyenizde barındırıyorsunuz ve yıllardır altyapıdan A takıma çıkarıp kullandığınız bir tane oyuncu yok. Bir yıl Tuğçe’yi çıkardılar hiç kullanmadılar (ki yerine Ceren gelebilirdi), bir dönemde Serpil vardı, o kızı da aynı şekilde kenara attılar, Allah’tan geçen sezonu Mehmet Hoca ile oynayarak geçirdi.
Son sözlerim; tüm takımlarımız umarım transfer döneminde akli selim işler yaparlar..

Sevgiler...
Damla ÜNVER




15 Mayıs 2012 Salı

Padişahım çok yaşa…

"Dünyada yenilmez kimse, yenilmeyen takım, yenilmeyen ordu, yenilmeyen kumandan yoktur..."

Her zaman ben demiştim demek istemiyorum ama yine ben demiştim demek zorunda kaldım:) Sultanlarımız bize büyük gurur yaşattılar.

Sezar’ın hakkını Sezar’a veriyorlar ama Hakkının Hakkını Hakkı’ya vermiyorlar çünkü adından da anlaşıldığı gibi Türk olduğu için... Nerede emeği geçenlere saygı. Bırakın saygıyı teşekkür bile yok. (Göstermelik tebriklerden bahsetmiyoruz…)

Neymiş bu yılki başarının nedeni yabancı sınırlamasıymış komik olmayın, Neslihan, Naz, Gözde, Özge, Esra, Gülden, Gizem, Bahar yedek miydi ya da yedekte bekleyen oyuncular mı bu isimler? Bu yıl hep oynayıp başarıyı da bu şekilde mi getirdiler. Bunun nedeni kendilerine olan özgüvenin daha çok gelişip final fobisini yenmiş olmaları. Yoksa kimse iyi ki başkan yabancı sınırlaması getirdi de bu başarı geldi demesin gülerler başınıza…

2. ligde yabancı sayısı kaç? Bunlardan haberi yok sanırım yetkililerin…  Adı üstünde 2. Lig en azından buraya çaba göster alttan gelen takımlar taze kanla gelsin ama nerde yaptım oldu diyip sahiplenmek varken...


Federasyon Başkanımızın, sürekli çalışıp ülkemize başarılar kazandırdığı ifade ediliyor ancak benim aklımda bir yığın soru işareti var. Mesela kendisi bir sürü salon kazandırdığını ifade ediyor; sorarım kendisine bu sezon 30’un üstünde çekilen, kapanan kulüp varken o kazandırılan salonlarda kimler oynayacak?   

Peki neden hep merkezi yerlerde yapılıyor turnuvalar. Mesela neden Türkiye kupası Diyarbakır da  oynanmıyor? Oysaki 7 oyuncu ile lige çıkma başarısı gösteren Dicle takımına taraftarı dışında kimse sahip çıkmazken. Ya da doğuda voleybol neden sıfır?  Hizmet sadece salon yapmak demek midir?

Şampiyona  maçlarını bile gece yarısı uygunsuz görüntü muamelesi ile seyircisine sunan ve bu şekilde voleybol seyircisine hakaret edenlere susup tepki göstermeyen bir Federasyon  lige ne katmış acaba?

Sonuçta bizim bildiğimiz Federasyon demek voleybolcuların-kulüplerin-voleybol seyircisinin hakkını savunan ve onların önünde oluşan engelleri kaldırmaktır. Mesela biz yurtdışındaki maçlarımız için site site dolaşıyoruz neden bir canlı skorumuz yok? Ya da yurtdışında bizi temsil eden oyuncularımızın bilgilerinin yer aldığı bir köşe. Öyle gösterişli pozlar vermek ile olmuyor…

Deniz manzarası havasında odanın manzarasını, oyun sahası yaptırmak ile olmuyor…

Bazıları tatilde yatarken bazı oyuncular tatilde bile çalışırken kadro dışı bırakılıyor. Spor okulu fikri kimin? Biz burada kulüpler kapandı diye çıldırırken kendisi sadece izleyiciydi. O kapanan kulüpteki çocuklar şuan ne durumda bundan haberi var mı? Federasyonun görevi sponsor bulmak değil diyenler olabilir ama en azından yardımcı olabilirler. Mesela bilet ücretleri nereye gidiyor? Her maç ayrı fiyat uygulanıyor, bu ücretler ihtiyacı olan kulüplere yardım amaçlı kullanabilirler. Mesela bu sene salonlar dolu oynadı çok boş maç yok gibiydi.

Federasyonun, samimiyetsiz karar ve tavırlar sergilediğini örnekleye bilirim.
Mesela şuan herkese eşitiz derken aslında yakın geçmiş zamandaki eşitlik anlayışı;

Romanya'yı 3-0 yendiğimiz maç için, Federasyonun resmi sitede yaptığı haberde;  

"Savunmada daha az açık veren ve daha etkili blok yapan Romanya ile Türkiye arasındaki karşılaşma, uzun rallilere sahne oldu. Hücumda Eda, Polen ve Güldeniz öne çıkarken, ikinci. sette pasör Naz Aydemir'in yerine oyuna giren Asuman Karakoyun da başarılı oyunuyla göz doldurdu."

Yukarıdaki açıklama TVF’nin resmi sitesinde yayınlanan haber metninden alıntıdır…

Yani sadece Eda, Polen, Güldeniz öne çıkmış ama Asuman göz doldurmuş, sanki Ceren filan kova dolduruyor... Bu takım lig takımı değil Milli takım birini överken diğerini geri plana atamazsınız.

Yabancı sınırlamasını gelecekteki yıldızlar için getirdik diyen yetkililere hatırlatmak lazım;

"Naz Aydemir (K), Fatma Yıldırım, Neşve Büyükbayram, Asuman Karakoyun, Elif Uzun, Ayşe Melis Gürkaynak, Serpil Esrarı (L), Gözde Yılmaz, Serenat Şiir Yaz, Nihal Yeşil, Polen Uslupehlivan, Gamze Korkmaz bu büyük başarıya imza attılar. Gençlerimiz; Sırbıstan` ı 3-1 yenerek Yıldız Kızların Dünya ikinciliğinden sonra Avrupa üçüncüsü olma başarısını gösterdi."


Bu kadrodaki oyuncuların bir kaçı dışındakiler şuan ne durumdaki yabancı sınırlamasını getirip şimdiki yıldızlarını düşündüğü ifade ediyor? Bir kaçı dışında diğerleri ne durumda bilen bile yok hadi onu geçtim şimdi neredeler onun hakkında bile bir bilgi yok. Bu başarıları kazandıran antrenörü de takımdan apar topar sepetlediler… 4 yıl elin yabancısına tahammül eden ama gel gör ki TÜRK OLAN BİR ANTRENÖRE, TÜRKİYE VOLEYBOL FEDERASYONU 4 AY BİLE TAHAMMÜL EDEMEDİ...

Bu nedenle Başkanı açıklamalarında samimi bulmuyorum. Madem yabancı oyuncu sınırlaması getiriyor ve bu plan 2 yıl önce varmış ve kendisi Türk oyuncuları düşünüyormuş neden kızların en verimli zamanında 4 yılı çalınmasına göz yumuldu? Ayrıca Milli takım kadrosu çok adil bir şekilde mi seçiliyordu?

Takımlar tek tek kapanıyor ama ses çıkaran yok, bu çocuklara zamanında sahip çıkmayan federasyon kupa alınca baş mimar seçildi(!) Tıpkı Aydınların her kupada takımdan, menajerden önce boy gösterdiği gibi:)

Neymiş  geleceğimiz parlak bunlar ablalarının yerini alacak falan filan 2007 de 2. liği olan yıldız takımına ne yapmış ne katmış acaba Federasyon? Ayrıca bu başarıda en büyük paya sahip sanki Mottaymış gibi açıklama yapılıyor, hani neden  bu başarıya kadar emeği geçen tüm hocaların adı geçmiyor neden sebep nedir? Bu çocuklar SGK kapandığında Türk Telekom kapandığın da Vakıfbank İstanbul’a taşındığında dımdızlak ortada kaldılar o zaman neredeydi genç oyuncu, gelecek yıllara oyuncu yetiştirme aşkı?

Neymiş yabancı sınırlaması olunca daha çok yıldız çıkarmış o zaman cevap verilsin bakalım; yabancı sınırlaması olmadan 1 sezon takımı olmayan pasör Pelin Çelik Milli takımda en önemli turnuvalarda ilk 6 oynarken ve Gülden kadro dışı bırakılırken nerdeydi Federasyonun bu Milli takım aşkı sorması ayıp olmazsa?

Bayanlarda alınan başarılar sonrasında sürekli gündemde iken demeçler yığın yığın oluyor ancak Erkek Milli takımımız ile ilgili bu çöküşü neden görmezden geliyor. Sürekli bu başarısızlık örtbas ediliyor.  Lütfen yıllar sonra aldığımız İtalya galibiyeti söylenmesin. Bende size ev sahibi olduğumuz İzmir de ki elenme rezilliğimizi hatırlatayım o zaman… Hatta kendi ülke insanını; saldırgan ve cani gösterir gibi koruma ve timler ile MİLLİ MAÇ oynattı. Tabi bu arada biz spor ile siyaseti karıştırmayız diyerek büyük bir çelişki yaşamıştı yönetimimiz bu tavrı ile.


4 yıl bize hiçbir katkısı olmayan bir yabancı antrenöre ses çıkarmayıp pohpohlarken, kısa zamanda iyi sonuçlar elde eden yıllarını bu camiaya oyuncu kazandırarak harcayan bir hocanın anında bileti kesilirken herkesin birden izleyici olması çok garipti.

Şimdi birden herkes, padişahım çok yaşacı oldu sebep? Olimpiyata bilet lazım:) bunu da bedavaya getirmek için kim daha çok yaranırsa yarışına girilmiş…

Son olarak, inanıyorum ki kızlarımız olimpiyatlardan en iyi derece ile dönecekler! Yine kendi çabaları ile.

Çünkü;

“Dünyada yenilmez kimse, yenilmeyen takım, yenilmeyen ordu, yenilmeyen kumandan yoktur. Yenilgilerden sonra üzülmek de tabiidir. Ancak bu üzüntü insanın maneviyatını yok edecek, onu çökertecek seviyeye varmamalıdır. Yenilen toparlanarak kendini yeneni yenmek için olanca gücü ile azimle daha çok çalışmalıdır. (Mustafa Kemal ATATÜRK)”

Not: Bu blog; birilerine taş atarak yaranma ya da fark edilme ya da polemik oluşturmak amaçlı kurulmadı. Gerçekleri ve fikirleri belirtmek, yazmak için kuruldu.

Sevgi ve Saygılarımla...
Ayşegül KAYA

11 Mayıs 2012 Cuma

Ankara’da maç izlemek(!)


Ankara’da maç izlemek;

        Ligde olsun milli takımda olsun maçlar oynandı, bitti. Maçların gerisinde kalan belki de insanların artık dile getirmekten yorulduğu bazı şeyleri tekrarlamakta fayda olduğunu düşünüyorum.

O yüzden zamanı biraz geri sarıp, Aroma Bayanlar 1.Liginin şampiyonun belli olacağı seriye gitmekte yarar var. İlk derbi maçı, Fenerbahçe Universal ile Galatasaray arasındaki maça özellikle gitmedim, çünkü az çok neler olabileceğini kestirebiliyordum fakat bu kadarının da olacağını kimse beklemiyordu sanırım. Bu maçın etkisiyle olacak daha sonra Vakıfbank Türk Telekom ve Eczacıbaşı Vitra arasında oynanacak final maçının ilkinde yapılan güvenlik araması evlere şenlikti. İçeriye pet şişe ile su dahi almadılar, oradaki görevliler (ki onlara yönelik bir şey diyemem kendilerine verilen emirleri yerine getiriyorlar) şu şişelerinin ancak kapaklarının çıkarılması halinde içeri alınacağını söylediler. Haliyle her yerde açılmamış pet şişeler oldu, kimileri ise kapakları çıkarıp suyu yanlarına almayı tercih ettiler. Diğer mevzu ise bozuk paralar oldu, bozuk paranızı koyun öyle geçin dediler, haydaaa hadi koy bakalım paraları, çıkışta da bulabilirsen al geri… Ben özel aracımla gittiğim için tüm eşyalarımı arabaya bırakıp tekrar salona geri döndüm fakat bu imkânı olmayan ya da arabası ile gelmemiş birçok izleyici üfleye püfleye ya geri döndü ya da eşyalarını, maç esnasında aklı onlarda kalsa da, girişte alelade bir yere bıraktı. Çantamdaki parfüm şişesinin kapağına bile itiraz ettiler, gerisini siz düşünün artık. (Fakat bir yandan da tam bu olayların olduğu yerin arkasında bir stand su satıyordu!)

Neyse, sonuç olarak öyle veya böyle girdik maça. Pazar günü herkesin gelebileceği bir maçın saatini akşam 20.00’a koyarak salonun bir kısmının boş kalması başarı ile sağlandı. Maç 3-2 bittiğinde saat 23.00’e geliyordu, oradan çık eve git diyene kadar saat gece yarısını buldu. Çok özel durumlar dışında, hem de voleybol bu kadar popüler hale gelmişken, Ankara seyircisi maça gelmeyi seviyorken, neden bu saate maç konulur anlamak mümkün değil. Ertesi gün okulu olan bir çocuğu ailesi nasıl maça getirsin?  Bu saate konulan maçlar kesinlikle çocuklu ailelerin gelmesi için uygun değil. Tabii ki bu durum sadece çocuklar için değil, yetişkinler için de geçerli. Pazar gecesi eve baş ağrısı ile 00.00 civarlarında dönüp sabah erkenden kalkıp işe gitmek hiç de hoş olmadı. Eğer final serisi 1-1 olsaydı, Perşembe gününe koydukları maçın saati 21.00 idi. Artık yapılacak en iyi şey maçı izleyip geceyi orada geçirdikten sonra doğrudan işe gitmek olurdu!


Bu seride bilet fiyatları 10.TL idi, çok fazla mı? Hayır değil ancak maçların çoğunda boş koltuklar vardı o yüzden daha ucuz olabilirdi, böylece belki de insanlar 1 maç yerine 2 maça gelmeyi tercih edebilirlerdi, sonuçta oraya gelenler sadece bilet parası ödemiyor, yol, yemek derken farklı harcamalar da ortaya çıkıyor. Fakat gelelim olimpiyat elemelerine.. Bir ara 25.TL’lik bilet fiyatı gördüm internette, bu ne elemesi olursa olsun ister gazoz kupası elemesi ister olimpiyat elemesi, bu fiyat çok fazla. 4 kişilik bir ailenin bu maça geldiğini düşünelim 100.TL bilet, 50 TL’de yol ve yemeğe gitsin, 150 TL Türkiye’de ortalama gelire sahip bir ailenin bir günde sadece voleybol maçına verebileceği bir para değil.. Bu sporu çok yaygın hale getirmek istiyorsak (maliyeti bilmiyorum sadece bu yönde olması makul gibi geliyor) bilet fiyatları 5-10 TL arasını geçmemeli. Merak ettiğim bilet fiyatları nasıl belirleniyor? Kulüpler bundan para alıyorlar mı? Eğer olay sadece Federasyona kalmış ise; o zaman bunun çözülmesi çok kolay.. Bunlar belki diğer konular yanında çok basit görünen ancak bence bir o kadar da önemli olan şeyler. Herkesi salona çekmek için elimizden geleni yapmalıyız.

Sevgiler,
Damla Ünver

3 Mayıs 2012 Perşembe

Sevgili ve ilgili Federasyon;


Sevgili ve ilgili Federasyon;

Başlıktan da anlaşılacağı gibi çok sevgili ve ilgili federasyonumuz bakalım görev süresince neler yapmış. Bir geçmiş değerlendirmesi yapalım. Hani hep deniliyor yaa çok çalıştılar bu günlere getirdiler. Bende neler yapıldığını ve ne gibi katkısı olduğunu kısaca özetleyeceğim.
Ülkemizde voleybol gelişti ve sayısız Avrupa başarılarına imza attık. Kimin sayesinde oldu bu başarı? Başarının sırlarında gözler Federasyonu aramasın neden mi;

"Hiçbir şey göründüğü gibi değil..."

Son yıllarda ülkemizde voleybol gelişiyor ekol olma yolunda ilerliyoruz derken beklenmedik olaylar gelişiyor… Kapanan, küçülen, şube kapatan kulüpler bir bir artıyor üstüne birde birleşen takımlar oluyor.

Voleybol faaliyetleri devam ederken aslında hiçbir şeyin görüldüğü gibi olmadığının bilincinde olmalıyız;

Mesela biliyor musunuz? ;

*Ankara sporcularının Milli takım kadrosu dışında kalma nedenlerini bilen var mı…?
*Şampiyona maçları gece yarısı banttan yayınlandığında seyirciler dışında yöneticilerin çabaladığını, çözüm yolu bulmaya çalıştığını gören, duyan, bilen var mı…?
*Erkek Milli takımı neredeyse 0 puanlık duruma düşecek buna rağmen hala görmezden gelinme nedenini bilen var mı ya da neden bu takımında pilot takımı olmadığını bilen var mı…?
*Aroma Bayanlar Voleybol liginin sponsorluk ismi dışında diğer faaliyetleri olduğunu duyan, gören var mı…?
*2. ve 3. lig takımlarının, play off etaplarında kulüplerin harcadıkları masrafların aldıkları ödüllerin 3 katı olduğunu biliyor muydunuz?
*Genç oyuncuların takımları kapandıktan sonra karga tulumba bir kulübe, torpillilerinde büyük kulüplere yerleştirildiğini biliyor muydunuz?
*Bir Okul müdürünün takımına inanıp güvendiği için harcamalarını kendi kredi kartı ile yaptığını ve sağlanan bu imkan sonucu şampiyon olduklarını biliyor muydunuz?
*İlkokullar ve Ortaokullar arasında yapılan voleybol müsabakalarında başarı gösteren oyuncular ne durumda? Sadece okul takımında mı yoksa belirli bir kulübe bağlı mı bu çocuklar?
*Küçük bir kızın, maç anında 1 seti tek başına servis sayısı atarak aldığını biliyor muydunuz?

Federasyonun görevi sponsor bulmak değilse o zaman sponsorları özendirecek bu da çeşitli yollardan olacak. Peki bu durum ile ilgili bilgisi olan var mı?

*Okullara top ve file gönderme kampanyası, doğunun sınırlarına girememiş. Ayrıca farklı şehirlerde turnuvalar düzenleyerek voleybolu gençlere, ailelere tanıtması gerekiyor. Bu da İstanbul etrafında dolanarak değil Doğu-Batı-Güney demeden şehir şehir tanıtarak oluyor. 

Bunları yazma nedenim ülke olarak voleybol adına iyi şeyler yapılırken bunların göz göre baltalanıyor olmasına daha fazla sessiz kalamayacak oluşum. Evet şuan her şey yolunda gibi görünse de aslında hiçbir şey yolunda değil. 

Takım kapatma politikası full time devam ediyor. Bu sezon sadece bu sezon 30’a yakın takım ligden çekilmiş, kapanmış bu ciddi rakam karşısında neden kimse sesini çıkarmıyor? Acaba kimsenin bu vahşetten haberi yok mu?

Neden kimse iki kelime edemiyor, nerede kaldı yorum yapmak için voleybol camiasından olmak zorunlu diyenler?

Peki hiç kimsenin umurunda değil mi bu oyuncular, belki bu kulüp sayesinde para kazanıyordur, evine bakıyordur. Bazıları için eğlence, popüler olma yolu olsa da bu sporu meslek edinmiş sporculara yapılan haksızlık olmaz mı?

Sadece bukadarı ile sınırlı değil;

-İstanbul takımları dışında kalmak demek; antrenman yapacak salon bulamadığın için evinin bahçesinde  antrenman yapmak, deplasman maçlarına gidecek bilet parası olmadığı için ligden düşürülmek demek.

-Türkiye de yabancı antrenör olmak demek; 4 yıl hiçbir şey yapmadığı yetmemiş gibi gizlice kendine takım bulma planları yapmasına emekleri için teşekkür etmek demek.

-Türkiye de Türk antrenör olmak demek yabancıların döküntülerini toplayıp, iyi sonuçlar elde ettiği için voleyboldan sepetlenmek demek.

-Türkiye de voleybol takımı açmak kolay olduğu gibi kapatmakta bir o kadar kolay demek.

-Türkiye de voleybol seyircisi olmak demek, iki bilgi almak için saatlerce nette dolaşmak demek. Maç yayını izlemek için evine paralı makinalar almak demek. Büyük takımların maçlarında bilet fiyatına 5 katı vermek demek.

-Türkiye de Voleybol branşında yedekte beklemek demek, İstanbul sevdası uğruna 2. sınıf yabancının suyunu, topunu, montunu taşımak demek.

-Türkiye de yazar, yorumcu olmak demek yönetimi, arkadaşlarını, dostlarını, ailelerini pohpohlayıp gerçeklere sırtını dönmek demek.


Oysaki yönetmelik ne diyor?

FEDERASYONLAR YÖNETMELİĞİ
Federasyonların Görevleri
Madde 9- Federasyonlarının görevleri şunlardır.
2) Yurt dışındaki ve yurt içindeki sportif gelişmeleri izlemek, karşılıklı ilişki, yarışma, çalışma ve diğer faaliyetleri programlayıp bunların uygulamalarını kontrol etmek,
4) Ülke içinde müsabakalar düzenlemek, ülke içinde düzenlenen tüm müsabakaların devamlılığını sağlamak, hakem, temsilci ve gözlemci atamasını yapmak,
14) Spor dalları ile ilgili arşiv ve istatistiki çalışmalar yapmak, eğitici film, slayt ve broşür hazırlanarak, bu konuda Spor Eğitimi Dairesi, basın ve televizyon kuruluşlarıyla işbirliği yapmak,

Genel Sekreterin Görev Yetki ve Sorumluluğu
Madde 12- Genel sekreterin görev , yetki ve sorumluluğu şunlardır;
f) Ulusal ve uluslararası müsabakalarda her türlü güvenlik ve sağlık tedbirlerini almak, organizasyonun uluslararası koşullar içerisinde yapılmasını sağlamak,

Federasyon Kurullarının Görevleri
Madde 13-
Federasyon kurullarının görevleri şunlardır:
7- Spor dallarının gelişmesi için gerekli planlamayı yapmak, bu konuda alınacak tedbirleri tespit ederek Makam 'a sunmak,
9- Başarılı sporcular tespit ederek bu sporcuların yetiştirilmesi için gerekli tedbirleri almak,

B) Yan Kurulların Görevleri:
2)
 Milli takıma çağrılabilecek sporcuları belirleyecek bu konuda federasyon Yönetim Kuruluna görüş bildirmek,
3) Milli takıma antrenör yapabilecekler hakkında Yönetim Kuruluna teknik öneride bulunmak,

Şimdi biz bunların hepsini yapıyor muyuz hayır, o zaman bizim yönetmeliğimiz doğru denetlenmiyor ve yapılmıyor. Federasyonun yasal tüzükte yer aldığı görevi gereği 14. madde ne diyor basın ile işbirliği yapın diyor. Yurtdışını takip edin ve yarışma düzenleyin kontrol edin diyor ee sonuç?  Organizasyonları uluslar arası koşullarda güvenli açıdan yapın diyor.

Gidip biz güvenliği sağlayamayız bırakın bu maçı iptal edin yenildik sayılalım diyip, daha sonra siyasetle sporu karıştırmayın diyip kendi verdiği karar ile çelişkide kalan bir federasyonumuz varken tüzüğün ne dediğinin bir önemi kalıyor mu artık... En önemlisi Milli takımımıza antrenör önerisinde bulunacak bir yan kurulumuz bile yokmuş demek ki! Kural gereği bildirmesi gerekiyor. 4 yıldır başarı yerine başarısızlık alıyoruz ve yan kurulumuz devreye girmiyor sebep? Yani uzun lafın kısası yasal belgelerle bile incelendiği durumda bile işimizi tam yapan bir yetkili gurubumuz yok görünüyor.

Diğer bir hususta;

Yabancı sınırlaması adı altında  2+1 kuralı getirildi nedeni de Milli takım için oyuncular oynayıp kendilerini daha iyi hazırlasın. Yedekte beklemesin vs. Milli takım kadrosu adil mi seçiliyor söyler misiniz? Yarım sezon takımı olmayan bir oyuncuyu Milli takım as pasörü yapan (bu branşın en önemli mevkisi) bir federasyonumuz varken bu yabancı sınırlaması için, kural nedeni Milli takım diye belirtildiğinde ne kadar inandırıcı olabilir ki? Ayrıca voleybola yıllarını harcayıp sayısız oyuncu yetiştirmiş kulüpleri Milli takımın pilot takımı yapmak yerine yeni yeni var olan bir takımı pilot takım yapma amacı neydi acaba, asıl ilginç olan gelen baskı ve tepkilerden çekinen yönetim bu kararı dondurdu. Normal olarak evdeki hesap çarşıya uymadı…

Voleybol seyircisi veli nimetse o zaman;

Federasyon her zaman ülke takımlarının haklarına sahip çıkmak ile görevlidir aynı zamanda voleybol seyircisine hizmet etmek için çalışmalı. Zira voleybol maç bilet fiyatlarını takımlara göre ayarlayıp kazanç elde etmek istediği bizleri kazanç kapısı olarak görüyorsa o zaman hizmeti doğru şekilde ve doğru zamanda yapacak.

Bayan Milli takımımızdan daha çok özenip bütün imkanları Erkek Milli takımına sınırsız kullanan Federasyonumuz neden acaba bu sıfır başarıya aaa pardon İtalya’yı asırlar sonra yendiği Erkek Milli takımımızın bu başarısızlığı hakkında bir açıklama yapmıyor. Hep bayanların başarılarında oyunculardan önce boy gösteriyor, başarıyı sahipleniyor?

Yıldız Milli başarısını sahiplenen Federasyon bu oyuncuların Tvf lisesinde okuduğunu ve oranın oyuncuları olduğunu açıkladı acaba kaç tanesi federasyonun lisesinde öğrenciydi ya da takımındaydı? Şehir şehir oyuncu topladık deme cesaretini neden gösteremedi?

Başarıya her zaman saygımız var ve destek oluyor deniliyordu söyler misiniz Diyarbakır Dicle 7 oyuncu ile 1. Lige çıktı hani nerde plaket? Hem de düştüğü sene 1. Lige çıktı tebrik vs bile söz konusu olmadı neden çnk İstanbul takımı değildi… Hem de antrenman yapacak salon bulamadığı için evin bahçesinde antrenman yapmak zorunda kaldılar. Çok eski dönemlerden bahsetmiyoruz 2010’lu yıllardan bahsediyoruz(!)

Hizmet ediyoruz, salon yapıyoruz deniliyor yapılsın ama;

Grand maçları cepte diyip 2. bir B planı hazırlamayan yetkili hangi ülkede görülmüş. Alessandro Chiappini ile neden 4 yıl kaybedildi. Alınan başarıların daha çok gerilediğini görüyorsunuz neden hemen hoca arayışına girilmedi... Takım emanet edilen hoca istifa dilekçesini hazırlamakla kalmıyor birde kendine takım ayarlıyor. Bu bir tesadüf mü? Yoksa hoca ermiş mi kötü sonuç alınacağını görüyor ve hemen kendine bir takım mı ayarlıyor? Neden kızların en verimli dönemi göz göre göre heba edildi. 4 Yıl A Bayan Voleybol Takımı için şu yapıldı denilsin, ne yaptık ben bilmiyorum. Yazın kızları toplayın 3 ay 5 ay antrenman kampı hop haydee oyuncular takımdan fişlensin 3. olamadık ama 5. olduk buda iyi demekle yetinen bir yönetim ve hocaya sahip olduk. Milli maç kadrosunu öğrenmek için saatlerimizi harcadığımız Avrupa Şampiyonası maçları ne çabuk unutuldu? Maç sonuçlarını öğrenmek için on saat beklediğimiz…

Voleybol gelişmiş ne açıdan gelişmiş?

Bu gelişime katkısı nedir acaba? Sürekli tesis yapılıyor vs deniliyor söyler misiniz; O tesiste oynayacak oyuncu olacak ve oynayan oyuncuları yayınlayacak bir kanal olacak ve o yayınlanan maçın haberlerinin yer alacağı bir site olacak. Şuan bunların hangisi net bir şekilde mevcut söyler misiniz? Yıllardır aynı sorunlar ve aynı çözümsüzlükler ortadayken insanların düşüncelerini dile getirmesi neden başkalarını bu kadar rahatsız ediyor?

Mesela örtbas edilen sorunlar;

-Alessandro Chiappini’yi bu kadar başarısızlığa rağmen vazgeçilmez yapan neydi?
-En önemli oyuncularımız neden Milli takımdan fişlendi ve buna neden sessiz kalındı?
-Neden Bayan Milli takımına karşı bu kadar ilgisiz davranılıyor? Bakmayın şimdi reklam vs yapıldığına daha birkaç yıl öncesinde bırakın reklam çekmeyi hazırlık maçı bile ayarlamaktan aciz durumdaydık…
-Bu kadar paramız varken (tesislere harcanacak kadar) neden kızlarımıza yani milli takımımıza en iyi imkan sağlanmıyor?
-Dünyanın özellikle Bayan voleybolda birkaç yıldır ciddi anlamda gözü üzerimizdeyken neden bir yaptırım uygulanmıyor. (yapılan voleybol programlarına destek olmak ve yayın hakları ile ilgili yaptırımlar) Şifreli kanaldan kaç insan izleyebiliyor maçları?
-Neden ülkemizde bu kadar yıldız varken bu imkanı kullanıp şahane bir senaryo ile voleybol reklamı çekilmiyor?

Uzun lafın kısası;

Filenin sultanları adım adım tarihi başarıya imza atacak ve bunda tek pay; kızlarımızın sonuna kadar emekleri ve formalarındaki terden başka kimsenin payı yok. Onlar Türkiye adına alınabilecek en büyük başarıları aldılar ve almaya da devam ediyorlar. Bunda kendilerine pay çıkarmak yerine buna katkıda bulunacak bir Federasyon yönetimine ihtiyaç var.

Yazımda sınırı aştığımı düşünenler olabilir saygı duyuyorum ancak; sürekli harika, süper tesis, on numara diye sahte tebrikler sunamam kusura bakmayın. Tesisler zaten yapılması gerekiyor kimse cebinden verip, hayrına yapmıyor, bakın tesis yapılmış ve milli maç zamanı dolumuydu sonuna kadar? Önemli olan salon yapmak değil yukarda da belirttiğim gibi salonda oynayacak takım, oyuncu gerekiyor… O yüzden sırf yapmak için yapılmasın, amacına uygun ve doğru şekilde yapılsın.

Neden maç zamanı bunu yazmış bu diyenler olabilir, neden mi çok basit nedeni,
şimdiden olacakları görebiliyorum; kızlarımız olimpiyat biletini alacak ve hemen federasyon başkanımız, ekran ekran, gazete gazete çıkıp emeğimin karşılığı sonucu aldık bu başarıyı diyecek işte bu yüzden yazdım…

Soralım bakalım 4 yıl neden heba edildi o 4 yılda emek yoktu ne vardı?

a)torpil
b)ayrımcılık
c)bencillik
d)hepsi

cevabı size bırakıyorum…

Türkiye voleybolu; kolay oyuncu kazanmıyor. Tam da voleybola oyuncu kazandırdığımız şu yıllarda birilerinin bencilce yaptırım uyguladığı voleybol sporunda zaman kaybetmeyelim…

Not: Sonuna kadar okuma sabrını gösteren herkese şimdiden teşekkür ederim.

SAYGI ve sevgilerimle
Ayşegül KAYA
: