15 Kasım 2012 Perşembe

Eczacıbaşı Vitra'da Sıkıntılar!


Tüm takımların olduğu gibi Eczacıbaşı’nın da maç eksiği var, takıma katılan yeni oyuncuların uyum süreci derken oynanan oyuna daha toleranslı yaklaşmak bir yere kadar mümkün. Şampiyonlar Liginde 3 maç geride kaldı, ligde ise süper kupa dâhil 5 maç oynadılar. Çok da az sayılmaz aslında.
Eczacıbaşı bu sene eksiklerini büyük ölçüde kapattı. Sokolova ve Alexandra takım için çok önemli oyuncular. Pasör değişikliğini de unutmamak lazım, takım için en kritik değişiklik oydu.

Eczacıbaşı Vitra - Dresdner SC maçında koca 3 sette orta oyunculara 10 pas atılmış. 7’si Poljak’a (ki izlediğim kadarıyla 2 ya da 3’ü son set atıldı), 3 tanesi ise Büşra’ya. Bu çok kötü bir istatistik. Manşetlerin çok iyi olmadığı iddia edilebilir ancak iyi gelen manşetlerin çoğunda da pas köşelere gitti. Artık ortadan oynamak için manşetlerin excellent gelmesini beklemeyi bırakmamız gerekiyor. Şu anda erkek voleybolunda orta oyun tamamen böyle işliyor. 3 metre çizgisi içerisinde gelen ortalama bir pas ile erkek voleybolunda çok iyi orta hücumlar izliyoruz. Bunu kesinlikle kadınlar voleybolunda da uygulamak zorundayız. Yoksa çok iyi orta oyuncularınız da olsa 3 setlik maçı 10 pas ile tamamlarsınız. Bu nokta da pasör – orta oyuncu uyumsuzluğu ne ölçüde savunulabilir bilmiyorum çünkü Milli Takım ve Vakıfbank’ta da aynı oyuncular ile oynuyordu Özge.

Yalnız şunu belirtmeden geçemeyeceğim Özge’nin takıma defans anlamında katkısı fazla, çok iyi toplar çıkarıyor defansı hareketlendiriyor.  Ancak orta oyun kısmını halen sıkıntılı olduğunu düşünüyorum.

Takımdaki bir diğer değişikliği ise Micelli ‘de gözlemliyorum. Micelli takdir ettiğimiz yönünden kayarak çok eleştirdiğimiz antrenörlere benzemeye başladı. Takımının 12 kişilik kadrodan oluştuğunu unutup 7-8 kişi ile oynanan bir oyun haline dönüştürdü son zamanlarda. Özellikle Özge ve Büşra oyundan düştüklerinde alternatifleri ile hiç değiştirmiyor ya da takımı önde olmasına rağmen yedekte bekleyen oyuncularına yeterli süreyi tanımıyor. Bizim alıştığımız Micelli böyle değildi. Eğer takımda skora herkesin katkıda bulunmasını sağlamaz, galibiyette herkesin payı olduğunu hissettirmez ise, maç sonrası yedek oyuncuların yüzlerindeki mutsuzluğu, asıklığı gideremez. Bu işin oyuncuları oynatmaktan başka yolu yok.


Pazar günü (18.11.2012) Eczacıbaşı Vitra – Fenerbahçe maçı var. Eğer Eczacıbaşı son dönemlerde oynadığı gibi ortasız oynamaya devam eder oyunu köşelere yıkarsa işi zor, Fenerbahçe’yi kimse hafife almasın. Hatırlanması gereken bir şey de şu; eğer İpek – Berenika ikilisine düşecekse yine blok işi o zaman bu dediklerimi tekrar düşünebilirim. Eczacıbaşı maçta iyi manşet getirip orta ve köşelerden hızlı oynarsa o zaman daha ağır basıyor, ancak aksi halde çok çekişmeli bir maç olmasını bekliyorum.

Bu maçı yerinde izleyecek arkadaşlar; lütfen keyifle izleyelim, eğlenelim.
Saygılar
Damla ÜNVER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder